Shahzadeh N. İgual, “Farsça düşünüyorum ama eserlerimde kahramanımı Türkçe konuşturuyorum ve Türkçedeki Farsça sözcüklerden de çok yararlanıyorum. İki lisanı ana dili gibi bilen bir yazar olmanın nimetlerinden faydalanıyorum.” dedi.

Fatih Türkyılmaz, Aişe Hümeyra Akgün |

———

İranlı yazar Shahzadeh N. İgual, evi olarak benimsediği Türkiye’de, Türkçe yazdığı eserlerle İran’ın bilinmeyen tarihini aktarmayı hedefliyor.

Tahran’da dünyaya gelen ve henüz çocukken İran-Irak Savaşı’na tanık olan İgual, “İsfahan’ın Gözyaşları”, “Tahran’ın Kırmızı Sirenleri” ve “Rolls Royce’u Taramışlar Baba” adlı kitapları kaleme aldı.

Son olarak “Adı Mercan” adlı romanını okurların beğenisine sunan İgual, tiyatro alanında da eserler üretiyor.

Çalışmalarına ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan İgual, İran-Irak Savaşı bittiğinde 12 yaşında olduğunu belirterek, ailesinin Kanada’ya gitmek üzere Türkiye’ye geldiğini, o günden bu yana hayatını Türkiye’de sürdürdüğünü anlattı.

“Eğer Orta Doğu insanıysan çok da kurguya ihtiyacın yok”

Yüksek tahsilini İzmir’de tamamlayan İgual, sosyoloji eğitiminin ardından Orta Doğu inançları üzerine tez hazırladığını söyledi. İgual, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Orta Doğu kadını olarak bir şeyler yapmak arzusundayım. Çocukluğumdan beri antiemperyalist bir tavrım vardı. Bu dünya görüşü benim için çok kıymetli. Orta Doğu’da her türlü kana bulaşmış süper güçlere karşı bir şeyler yazmak istedim ve yazı hayatıma İran-Irak Savaşı hakkında yazarak başladım. Aslında yazar olmak gibi bir düşüncem yoktu.”

Genelde roman türünde eserler kaleme aldığını dile getiren Shahzadeh N. İgual, “Hayatımda kaybettiğim kahramanlar çocukluğumdan itibaren o kadar koyu renkli çizilmişti, o kadar acıyla yoğrulmuşlardı ki ben o kahramanları yazmak istedim. Benim romanlarımda kurgu yoktur, hepsi gerçektir. Eğer Orta Doğu insanıysan çok da kurguya ihtiyacın yok.” ifadelerini kullandı.

İgual, Türkiye’yi evi gibi gördüğünü söyleyerek, şunları kaydetti:

“Türkler komşusu İran’ı çok tanımıyor. Hep Avrupa’dan gelen haberlerle İran’ı tanımaya çalışıyor. Beni bu konularda yazmaya iten Betty Mahmoody’nin ‘Kızım Olmadan Asla’ kitabıydı.

Benim iki tane ülkem var. Üçte ikisini Türkiye’de yaşadığım bir hayatım var. ‘Nerelisin?’ dediklerinde ‘İranlıyım’, ‘Evin nerede?’ dediklerinde ‘İstanbul’ diyorum. Bu iki ülke arasında gidip gelmeler beni biraz olgunlaştırdı. Burada büyüyen hasretlerime sahip çıkıyorum. Özlemlerimi kaybetmek istemiyorum. İki tarafa da çok aitim. Benimki bir kök salma sorunu. Türkiye’de kök salamadım. İran’da da köküm koparıldı. Fakat her iki ülke de önemli benim için. 180 milyon vatandaşım varmış gibi hissediyorum.”

Türk edebiyatındaki önemli yazarların hemen hepsini okuduğunu kaydeden İgual, “Mesela Adalet Ağaoğlu, Oğuz Atay, Nazım Hikmet, Tomris Uyar, Sabahattin Ali romanlarını ve şiirlerini okudum. Ben Farsça düşünüyorum ama eserlerimde kahramanımı Türkçe konuşturuyorum ve Türkçedeki Farsça sözcüklerden de çok yararlanıyorum. İki lisanı ana dili gibi bilen bir yazar olmanın nimetlerinden faydalanıyorum.” diye konuştu.

“Polonyalı iki ailenin hikayesini kaleme aldım”

Shahzadeh N. İgual, son romanı “Adı Mercan”a ilişkin de şu bilgileri verdi:

“İkinci Dünya Savaşı çok yakın bir tarih, muasır bir acı. Dünyada binlerce kitap, yüzlerce film, belgesel yapıldı bu insanlık trajedisi hakkında. Fakat İran’ın rolünü kimse yazmadı, altını çizmedi. İran, 2. Dünya Savaşı’nda Sibirya kamplarından göç ettirilen sayıları 160 bin ila 300 bin arasında değişkenlik gösteren Polonyalıya ev sahipliği yaptı. Polonyalılar için kamplar kuruldu. Devlet onlara imkanlar sunmaya gayret etti. Adolf Hitler’e karşı ittifak içinde olanlar dışında bir de İran’ın rolü vardı. Bu süreçte gelen 300 bine yakın Polonyalıların içinden seçtiğim iki ailenin hikayesini kaleme aldım. ABD’nin İran’a 40 küsur yıldır uyguladığı ambargonun sadece ekonomik olduğunu da kabul etmiyorum. Sadece ekonomik değil kültürüne, tarihine, gerçeklerine uygulanan bir ambargodur. Ben Türkiye’de yaşayan bir Orta Doğu kadını olarak bu coğrafyaya yapılan en büyük haksızlıklardan birinin bu olduğunu düşünüyorum. Bunu kaleme almak istedim.”

“Adı Mercan” eserinde anlattığı hikayenin İstanbul’da geçtiğini ve iki yıllık bir araştırma sonucu ortaya çıktığını belirten İgual, yakın zamanda kitabın Almanca, Lehçe ve Farsça olarak da yayınlanacağını aktardı.

Daha önce Şems-i Tebrizi ile Mevlana’nın tanışmasını ve Şems-i Tebrizi’nin vefatına kadar giden yolculuğu anlatan “Bir Gecede Binbir Gece, Bin Şems Bir Celaleddin” müzikalini sahneye koyan İgual, yeni eserinde Zerdüşt bir rahibin hikayesini yazacağını dile getirdi.

“İran Edebiyat Turu” konseptini geliştiren yazar, “İran’da Edebiyat ve Sanat Buluşmaları” dizisinde Türk edebiyatından isimleri de ağırlıyor. 

https://www.aa.com.tr/tr/kultur/iranli-yazar-shahzadeh-n-igual-ulkesinin-tarihteki-bilinmeyenlerini-turkce-yaziyor/2982064Shahzadeh N. İgual’in son eseri “Adı Mercan”, Mona Kitap etiketiyle okuyucuyla buluştu.

Categories:

Tags:

Comments are closed